Kânı Ne Demek Tdk?

Kânı, Türk Dil Kurumu sözlüğünde aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır: “Kapı kanadı”. Ancak, günlük hayatta kânı kelimesini bu anlamıyla pek duymayız. Genellikle bu kelime, Osmanlıca kökenli kullanımlarda tercih edilir. Kânı kelimesi, eski Türkçe ve Arapça kökenli bir kelimedir ve genellikle edebi metinlerde veya tarihî belgelerde karşımıza çıkar.

Kânı kelimesi, bazen de “kapı kanadı” yerine “kapı kanı” olarak da yazılabilir. Bu farklı yazım biçimleri, kelimelerin kullanıldığı bağlama göre değişebilir. Kânı kelimesi genellikle kapılardaki kanat kısmını ifade etmek için kullanılır ve eski yapıtlarda sıklıkla rastlanır.

Türkçenin zengin kelime hazinesi içerisinde yer alan kânı kelimesi, dilimizin köklü geçmişinden günümüze uzanan bir iz bırakmıştır. Eski metinleri okurken veya tarihi belgeleri incelediğimizde kânı kelimesine sıkça rastlarız. Bu kelimenin kullanımı zamanla azalmış olsa da hala edebiyat metinlerinde ve bazı teknik terimlerde karşımıza çıkmaya devam etmektedir.

Sonuç olarak, kânı kelimesi Türkçenin tarihî ve edebi dokusunu yansıtan önemli kelimelerden biridir. Dilimizin zenginliğini ve derinliğini ortaya koyan bu kelime, kültürel mirasımızın önemli bir parçasını oluşturur. Dolayısıyla, kânı kelimesinin anlamı ve kullanım alanları üzerine yapılan çalışmalar, dilbilim açısından da önem arz etmektedir.

‘TDK’ya göre ‘kânı’ ne anlama gelir?

Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçenin doğru ve güzel kullanımını teşvik eden, dil ve sözcükler üzerine çalışmalar yapan bir kurumdur. TDK’ya göre ‘kânı’ sözcüğü, “akıl, us” anlamına gelmektedir. Bu kelime genellikle düşünme, anlama gücü gibi kavramlarla ilişkilendirilir.

‘Kânı’ kelimesi Türkçe dilinde pek yaygın olarak kullanılmamakla birlikte, edebi metinlerde veya hukuki belgelerde karşımıza çıkabilir. TDK’nın yayınladığı sözlüklerde ‘kânı’ kelimesinin anlamı ve kullanımı hakkında detaylı bilgi bulunmaktadır.

Bazı insanlar ‘kânı’nın sadece eski Türkçe metinlerde kullanılan bir sözcük olduğunu düşünse de, TDK’nın belirlediği anlamıyla hala güncel bir kelime olarak kabul edilmektedir.

  • TDK’ya göre ‘kânı’: Akıl, us.
  • ‘Kânı’ kelimesi genellikle edebi metinlerde karşımıza çıkar.
  • Bazı insanlar ‘kânı’nın eski Türkçe bir kelime olduğunu düşünse de, hala kullanılmaktadır.

Kânı Nasıl Tanımlanmaktadır?

Kan, vücudumuzdaki hayati sıvıdır ve birçok önemli fonksiyonu yerine getirir. Kandaki ana bileşenlerden biri olan kırmızı kan hücreleri, oksijen taşıma görevini üstlenir ve vücudun ihtiyacı olan her yere taşınmasını sağlar. Beyaz kan hücreleri ise bağışıklık sisteminin bir parçası olarak enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olur.

Kan, aynı zamanda vücuttaki atıkların taşınmasında da önemli bir rol oynar. Karaciğer ve böbrek gibi organlardan gelen zararlı maddeleri temizler ve bu maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Ayrıca kan, vücut sıcaklığının düzenlenmesinde de önemli bir rol oynar.

Kanın rengi genellikle kırmızıdır, ancak kandaki oksijen seviyesine bağlı olarak rengi değişebilir. Oksijen açısından zengin kan parlak kırmızıyken, oksijen açısından fakir kan daha koyu bir renge sahiptir. Bu renk farkı, nabız ölçüm cihazları gibi tıbbi araçlarda kan oksijen seviyesini ölçmek için kullanılır.

  • Kan, vücudumuzdaki en önemli sıvılardan biridir.
  • Kırmızı kan hücreleri oksijen taşıma görevini üstlenir.
  • Beyaz kan hücreleri bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynar.
  • Kan, atıkların taşınmasında ve vücut sıcaklığının düzenlenmesinde görev yapar.

Türk Dil Kurumu’na göre kânı hangi bağlamda kullanılır?

Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre kân kelimesi, genellikle “kan” kelimesinin eski Türkçe kullanımı olarak karşımıza çıkar. Kân kelimesi Türkçede “kan” anlamına gelir ve genellikle edebi metinlerde ya da divan edebiyatında sıkça kullanılmıştır.

TDK’ya göre kân kelimesinin kullanıldığı bazı örnek cümleler şunlar olabilir:

  • Divan edebiyatında şairler, kânı akıtan gülü severek övmüşlerdir.
  • Halk şairlerinin şiirlerinde sıkça kân kelimesine rastlanır.

Bununla birlikte, günümüz Türkçesinde kân kelimesi pek kullanılmamaktadır ve genellikle tarihi ya da edebi metinlerde karşımıza çıkar. TDK’nın belirlediği kurallara göre kân kelimesi, “kan” kelimesinin eski yazımı olduğu için modern Türkçede doğru kullanımı tercih edilmektedir. Ancak, edebi metinlerde ya da eski Türkçe metinlerde karşımıza çıkan bu kelime, kültürel bir değer taşımaktadır.

Kânı kelimesinin kökeni nedir?

Kânı kelimesinin kökeni, Arapça kökenli bir kelime olan “kan” kelimesinden gelmektedir. “Kan” kelimesi, birçok dilde aynı anlama gelen ve genellikle kanı temsil eden bir kelimedir.

Türkçede “kan” kelimesinin yanında, daha eski bir dönemden kalma olan “kânı” kelimesi de kullanılmaktadır. Bu kelime, Osmanlı Türkçesinde kullanılan ve genellikle “o” anlamına gelen bir zamir olarak kullanılmıştır. Ancak günümüzde bu kullanım yaygın değildir.

  • Arabistan’da kânı kelimesinin kullanımı
  • Osmanlı Türkçesinde kânı kelimesinin kullanımı
  • Türkçede kânı kelimesinin yerine kan kelimesinin geçmesi

Genelde, dildeki değişimler ve evrimler nedeniyle bazı kelimelerin kullanımı değişebilir ya da unutulabilir. Kânı kelimesi de bu örneklerden biridir.

Kânı’ sözcüğü hangi tür kelimedir?

Kânı, Türkçede sıkça kullanılan bir kelimedir ve isim türünde bir kelimedir. Türkçede isimler, bir varlığı, kavramı, durumu veya niteliği adlandırmak için kullanılan kelimelerdir. Kânı kelimesi genellikle kan damarlarını veya bir canlının ruh, yaşam gücü gibi anlamlara gelmektedir.

Kânı kelimesi aynı zamanda Türkçede edebiyat metinlerinde, atasözlerinde veya deyimlerinde de sıklıkla kullanılan bir kelimedir. Örneğin, “kânı kötü”, “kânı bağlı” gibi ifadelerde bu kelime sıklıkla karşımıza çıkar.

İsimler cümle içinde canlıları, nesneleri, soyut kavramları ve durumları göstermek için kullanılır. İsimler belirli veya belirsiz olarak kullanılabilir ve genellikle cümlede konumu sabit olan kelimelerdir. Bu nedenle, İsimler cümlenin yapısını oluşturan temel unsurlardan biridir.

Bu konu Kânı ne demek TDK? hakkındaydı, daha fazla bilgiye ulaşmak için Kentin Ne Demek? sayfasını ziyaret edebilirsiniz.